Faldor'un çiftliði de biriki evden deðil, saðlam bir kapýsý olan merkezi bir alanýn çevresine toplanmýþ
kulübeler, ahýrlar, kümesler ve güvercinliklerden oluþan saðlam bir binalar kümesiydi. Binalarýn ikinci
katlarý boyunca, duvarlarýn ötesindeki topraklarý eken ve süren iþçilerin yaþadýðý irili ufaklý odalar dizi-
liydi. Faldor'un kendi dairesi, iþçilerinin günde üç kez, hasat zamanlan ise bazen dört kez toplanýp Pol
Teyzenin mutfaðýnýn ihsanlanyla þölen yaptýklan merkezi yemek salonunun üzerindeki kare þeklindeki
kuledeydi.
Kýsacasý, çok mutlu ve uyumlu bir yerdi burasý. Çiftçi Faldor iyi bir efendiydi. Uzun burunlu,
daha da uzun çeneli, uzun boylu ciddi bir adamdý. Pek az gülmesine, hatta pek az gülümsemesine rað-
men, yanýnda çalýþanlara iyi davranýr, onlan terlerinin son damlasýna kadar çalýþtýrmaktan ziyade, sað-
lýk ve refah içinde yaþatmakla daha fazla ilgilenir gibi görünürdü, iþletmesindeki altmýþ küsur insan için
bir efendiden çok bir baba gibiydi. Yemeðini onlarla birlikte yerdi; seyrek görülen bir durumdu bu,
çünkü bölgedeki çoðu çiftçi kendilerini iþçilerinden ayrý tutmayý tercih ederdi. Yemek salonunun orta-
sýndaki masanýn baþýndaki varlýðý, bazen gürültücülük yapmaya eðilimli gençler üzerinde sakinleþtirici
bir etki yapardý. Çiftçi Faldor dindar bir adamdý ve her yemekten önce mutlaka Tanrýlara kendilerini
kutsamalan için sade bir dua ederdi. Çiftliðinin halký onun bu huyunu bildiði için yemeklerden önce ye-
mek salonuna kibarca girer, Pol Teyzenin ve yardýmcýlannýn önlerine koyduðu tabaklara saldýrmadan
önce dindarca bir saygýyla duanýn bitmesini beklerlerdi.
Faldor'un iyi kalbi ve Pol Teyzenin becerikli parmaklarý sayesinde çiftlik, yirmi fersahlýk bir
bölge içinde çalýþmasý ve yaþamasý en iyi yer olarak nam salmýþtý. Yakýndaki Yukarý Gralt köyünün
meyhanesinde akþamlar, Faldor'un çiftliðinde sunulan neredeyse mucizevi yemeklerin tasviriyle geçer-
di. Baþka çiftliklerde çalýþan kýsmetsizler, birkaç kupa bira içtikten sonra, Pol Teyzenin fýrýnlanmýþ ka-
zýnýn tarifini duyduklannda açýk açýk aðlarlardý; Faldor'un çiftliðinin ünü tüm bölgeyi sarmýþtý kýsacasý.
Çiftlikte Faldor'dan sonra en önemli kiþi, demirci Durnik'ti. Garion büyüyüp de Pol Teyzenin
göz menzilinden dýþarý çýkmasýna izin verilince, hemen demirci iþliðinin yolunu keþfetti. Durnik'in oca-
ðýndan çýkan kýpkýzýl parlayan demir, onu büyülüyordu. Durnik kahverengi saçlý, sýradan görünüþlü bir
adamdý; fazla bir özelliði olmayan yüzü, ocaðýnýn sýcaklýðýndan pespembeydi. Ne uzun ne kýsa, ne zayýf
ne de þiþmandý, izan sahibi ve sessizdi; birçok meslektaþý gibi de son derece kuvvetliydi. Kaba deriden
bir yelek ve deri bir önlük giyerdi. Bunlarýn ikisi de ocaðýndan uçuþan kývýlcýmlar yüzünden yanýk izle-
riyle doluydu. Sendarya'nýn o bölgesinde âdet olduðu üzre dar bir pantolonu ve yumuþak deri çizmeleri
vardý. Baþlangýçta Durnik'in Garion'a söylediði tek þey, ellerini ocaktan ve kýzgýn demirden uzak tutma-
sý gerektiðiydi. Ancak zamanla arkadaþ oldular ve Durnik daha sýk konuþmaya baþladý.
"Baþladýðýn iþi mutlaka bitir," derdi. "Kýzgýnken bir yana býrakýp sonra gereðinden fazla yeni-
den ýsýtmak, demire iyi gelmez."
"Neden?" diye sorardý Garion.
"Öyledir iþte," diye omuzlarýný silkerdi Durnik.
Bir araba dingilinin metal kýsmýný onarmayý bitirip son birkaç eðe darbesiyle düzeltirken, "Dai-
ma elinden gelenin en iyisini yap," demiþti.
"Ama o parça altta kalýyor," demiþti Garion. "Kimse görmeyecek ki."
Durnik metali düzeltmeye devam ederek, "Ama ben onun orada olduðunu biliyorum ya," demiþ-
ti. "Eðer elimden gelenin en iyisini yapmamýþsam, o arabayý her gördüðümde utanýrým; bu arabayý da
her gün göreceðim."
Böyle devam etti dostluklarý. Durnik hiçbir özel gayret göstermeden, küçük çocuðu çalýþkanlýk,
tutumluluk, izan, kibarlýk ve iþbilirlik gibi, Sendar toplumunun belkemiðini oluþturan erdemlerle eðiti-
yordu.
Önceleri, Pol Teyze demirci dükkanýndaki bariz tehlikeleri düþünerek, Garion'un buranýn cazi-
besine kapýlmasýndan kaygýlanmýþtý; ancak bir süre mutfak kapýsýndan onlarý seyrettikten sonra, Dur-
nik'in Garion'un güvenliði konusunda kendisi kadar hassas olduðunu gördü ve endiþesi azaldý.
KEHANETÝN OYUNCAÐI